Her insan, bir diğerinin aynasıdır

Yayınlama: 14.09.2024
A+
A-
Konya Büyüksehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu,Yazar- Dramaturg

“Yüz karası değil kömür karası. Böyle kazanılır ekmek parası”

Bu muhteşem söz “Orhan Veli Kanık” üstadımıza ait. Bu muhteşem sözü üstat,  madenciler için yazmıştır. Bana göreyse bu söz, bütün işçilerimiz için geçerlidir. Türkiye’de birkaç kuşak, bu edebi ve onurlu sözlerin ışığında büyüdü. Onur, erdem, ahlak, sevecenlik kelimelerinin hakkını vererek, en azından vermeye çalışarak büyüdü. Aslında doğru söz bu değil. Yetinmeyi biliyordu Türkiye. İhtiyacından fazlasına ihtiyacı yoktu. Tabi ki o zaman da zulümler, adaletsizlikler, haksızlıklar, yoksulluklar, zenginin önlenemez yükselişi gibi unsular vardı. Hep oldu, ancak günümüzdeki gibi iğrenç bir hale hiç gelmedi. İnançlarını yitirmemişti Türkiye hiçbir zaman.

Şimdi bambaşka bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Yetinmeyen, doymayan, doyumsuz olan, dinle ahlaksızlık arasında ki o ince çizgide debelenip duran insanlar var olmaya başladı. Ve bütün ülkeye sirayet etti. Güçlü bir salgın gibi herkese, her yere yayıldı. Hiçbir önlem alınmayınca da, yok edilmesi neredeyse imkânsız bir hal aldı. Kutuplaştık, birbirimizden nefret eder olduk. Kimsenin kimseye tahammülü kalmadı. Zaten başımıza ne geldiyse, hiçbir bilgimiz olmadığı halde, kalıplaşmış düşünceleri cansiperane savunmamızdan geldi. Böyle olunca da, kimse kimseye bir şey anlatamaz, derdini açmaz açamaz oldu. Herkesin söyleyecek bir sözü, bir bahanesi hep vardı. “Özür dilerim” sözü tedavülden kalktı. Yerine; “sen öyle diyorsun ama” cümlesi geçti. Toplumdaki bu ayrışma, bu yozlaşma beraberinde acıklı bir sonu getirecek. Ancak ne yazık ki şu an için, az bir kitle dışında kimse farkında değil.

Bazı şeyleri ekonomiyle açıklayamıyorum. Tabi ki kabul ediyorum, ülkemizde hiç olmadığı kadar berbat bir ekonomik sorun var. Yine de sorarım size, bazı şeyleri nasıl açıklayacağız? Mesela orman yangınlarında, yangın tüplerine yüzde yüz zaman yapan insanları? Ya da salgında, maskeye ve kolonyaya yüzde bilmem kaç zam yapanları? Devlet hastanelerinin çoğunda, dünyanın belki de en iğrenç kahvesine sahip olan, makinelerden aldığımız kahveye verdiğimiz elli lirayı nasıl açıklayacağız?  Sorsan, mutlaka bir bahaneleri vardır. Ekonomiden, ihaleye verdiği yüklü miktar paradan bahsederler hemen. Yetinmeyi bilmemek kavramı, hiç bu kadar büyümemişti. Artık bir uçurum ve yaklaşanı içine çekiyor. İnançlar salt kitaplardan öğrenilmez. Etrafta gördüğün, aynı inanca sahip insanların hareketlerine, duruşlarına, konuşmalarına, yaşayışlarına bakarak da öğrenilir. Eğer etrafta bir kokuşmuşluk, bir yozlaşma varsa, sen de istemsiz bir zaman sonra dönüşürsün. Her insan bir diğer insanın aynasıdır. Ama hiçbir zaman bunu kabul etmez.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.