Neye İnanırsan Gerçeğin de odur.

Yayınlama: 06.09.2024
A+
A-
Konya Büyüksehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu,Yazar- Dramaturg

         İkinci veya üçüncü kadehiydi. Bir an durdu, sustu ve sonra kendi kendine şu soruyor sordu. “Ben, en son ne zaman mutlu oldum?” Düşündü, bir daha düşündü ancak sorunun yanıtı yoktu. Hatırlamıyor, anımsamıyordu. Sonra soru sormaya devam etti. Peki, mutluluk ne? Ne olunca insan mutlu olur? Örneğin deve yüküyle param olsa, uşaklarım, aşçılarım, yardımcılarım, şatomun önünde duran onlarca arabam olsa, mutlu olur muyum? Mutsuz biri, binlerce kere mutluyum dese, kendini buna inandırabilir mi?

İyileşmek nedir? Yaraların kapadığında, dindiğinde acın, iyileş mi olursun? Öyle olunca, unutmuş mu oluyorsun geçmişi? Peki, unutmak nedir? Unutmak diye bir şey var mıdır? Bir insan, aklı yerindeyken unutabilir mi acılarını?

Ayağa kalktı, kadehini masaya koydu. Dışarı çıkıp, hafif ıslak kaldırımlarda yürüdü. Düşünceleri, aklını kemirmeye devam ediyordu. Engel olamıyordu, ruhunda dolanan sorulara. Sus diyordu düşüncelerine lakin düşünceleri avaz avaz bağırıyordu. Sonra ıssız bir yerde durup, başını gökyüzüne kaldırdı. Seyretti geceyi, yıldızları, ışıkları. Birbirine yakın gözüken ama sonsuz uzaklıktaki milyarlarca yıldıza baktı. Kendine benzetti onları. İşi gücü vardı. Arkadaşları, dost dedikleri, tanıdıkları, akrabaları… Yine de kendini yalnız hissediyordu. Hissetmenin çok ötesinde yalnızdı gerçekten. Yalnızlık neydi? Kimsesiz olmak mı, yoksa öyle olduğunu hissetmek mi? Her şey, gerçekten salt düşüncelerden mi ibaretti? Ne düşünürsen, gerçeğin de o muydu? Aslına bakarsanız, evet her şey düşünceden ibaretti. Bazıları bunun farkındaydı, bazıları ise farkında değildi. Bazıları ise, farkında olmamak için direniyordu, onun gibi… Bu yanılsama, kişinin bakışana göre şekilleniyordu. Çocuklar mesela, bunun en iyi örneğidir. Bir mandalla koca bir dünya yaratabilir kendine. Bir bez bebekle, koca bir ömür çizebilir kendine. Bir salıncağa bindiğinde zamanı durdurabilir. Babasının omzuna çıkan bir çocuktan daha mutlu kim olabilir? Ya da annesinin kucağında uyuyan bir çocuktan? Mutluluk denilen şey bir kelimedir. Ona anlamlandıran, bir mana, bir anlam yükleyense bizleriz. Ve neyi görmek istiyorsak onu görürüz. Aynı yağmur kimini hüzünlendirir, kimisini ise sakinleştirip gülümsetir. Aynı gecede, kimisi kitabını okur dünyadan soyutlar kendini, kimisi açık pencerenden bakıp acıyla doldurur içini. Güneşin doğuşu kimisi için yeni bir başlangıçtır, bıkmadan usanmadan devam eden. Kimisi için ise, aynılığın dayanılmaz saçmalığıdır. Neye inanırsan gerçeğin de odur

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.