Ruhuna geri dön !

Yayınlama: 01.03.2023
A+
A-
Konya Büyüksehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu,Yazar- Dramaturg

Yalnız olduğum gerçeğinin, bilmem kaçıncı yılının, herhangi bir akşamında tanıdım onu. Hafif rüzgâr vardı şehirde, “rüzgârı içimize çekmeye ne dersin” diye sordum ona, hayır cevabını içselleştirmiş birisi olarak. “Tamam, ama rüzgâra karşı ıslıkta çalacağız anlaştık mı?” diye sordu, son zamanlarda ilk kez yüzü gülmüş birisi olarak.

Ay ışığının gizemi eşliğinde yürüdük rüzgârda şehirde. Utangaçlığımın dalgakıranları dilime, yüzüme vuruyordu. Bir şeyler söylüyordum ancak saçmalamaktan öteye gitmiyordu dediklerim. Bundan mıdır bilinmez, sürekli gülüyordu bana. O kadar güzel gülüyordu ki o koca gözleriyle, bin yıllık bir çirkine, bunu kelimelerle anlatmam imkânsız.  “heyecanlı mısın sen?” diye sordu. “yo heyecanlı değilim” demiş ve bunu söylerken sigaramı düşürmüştüm. Ay ışığı, o ve ben dakikalarca güldük, bu saçma sapan halime. Durdu sonra, hiç konuşmadı. “Şurada biraz oturalım mı?” diye sordu. Yapıldığı günden beri belki de hiç oturulmammış eski bir banka oturduk onunla. Sessizliğimiz, gecede yankılanıyordu sessiz bir çığlık gibi, söküp atıyordu sanki beyazı, yüreklerimizden. Dayanamadım sordum. “Neden yağmur olmaya meyillisin?” “Anlamadım” diye yanıt verdi iri gözleri daha da büyüyerek. “Yüzün sonbaharı andırıyor sanki. Gözlerin, simsiyah bulutlar gibi öfkeli ve bir o kadar da hüzünlü. Dokunsalar, bırakacak gibisin yağmurunu.” Elimi tuttu bir anda, yüreğim, o an ölümle sohbet halinde. Ben değil, kalbim beni sakinleştirmek de. “ “Bir insanın başka bir insana bedenini sunması ayıp değil, suç değil. Asıl suç, ruhunu sunması. Çünkü sana emanet olanı veriyorsun, üstelik hiç hak etmeyen birisine. Büyük suç bu, hem de çok büyük bir suç” dedi, gözleri gökyüzünde çakılı bir halde. Ne diyeceğimi bilemedim o an. Sustum, sustum, sustum. Suskunluğum kelimelerimi doğurdu. Bir soru var oldu suskunluğumdan. “Ruhunu geri alabildin mi?” “Hayır” dedi sesi titreyerek. “ Bana yardım eder misin? Bunu tek başıma başarmam çok zor.”

İşte bizim masalımız böyle başladı. Başını omzuma koydu, dokundu kalbime kalbiyle, tenimize, yüzümüze doğdu güneş o sabah. Bu kez, ben ruhumu ona verdim. Ruhum onda kaldı. Aynı sonu paylaştık yani onunla. Ve bir söz dudaklarımdan döküldü sonra…

Ruhuma geri dön ruhum, sensiz olmuyor.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.