Sihirli kapı (Büyüklere aşırı gerçek masallar)

Yayınlama: 31.07.2024
A+
A-
Konya Büyüksehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu,Yazar- Dramaturg

Birinci Bölüm

Kısacık ömrünü, babasının gölgesi altında yaşayarak geçirdi. Tabi buna yaşamak denirse… Babası alkolik, işsiz, karısının temizlikçilikten getirdiği parayla ayakta duran, vasıfsız birisiydi. “Vasıfsız” kelimesi burada tam anlamıyla kelimenin karşılığıdır. Hiçbir kelime bir insana bu kadar yakışamazdı zaten.

Henüz on yedisinde, yani gençliğinin baharında. (Burada gençliğinin baharı deyişimin nedeni tamamen genç olduğunu vurgulamak içindir.) Yoksa bahar filan ona çok uzaktı. Hayatı, hep karanlık ve soğuktu, öyle de geçip gitti.

Karısıyla tartışmalarının bilmem kaçıncı bininde, o gece bir daha telafisi olmayan bir şey oldu. Karısının boğazını sıkıp öldürmek istedi. Gece geç vakitlere kadar şehrin karanlık ışıklarında yalnız yürüyen Mehmet, eve geldiğinde bu iğrenç manzarayla karşılaştı. Can havliyle annesini, babasının elinden kurtarmak istedi. Başaramadı. Annesi çoktan göçüp gitmişti bu cennet başlı cehennemden…

Hiç konuşmadan bakıştılar babasıyla dakikalarca. Babası koltuğuna oturup, yarım kalan şarabından bir yudum aldıktan sonra oğluna dönüp;

“Eğer adam gibi durmazsan, senin sonun da bu olur” dedi.

Yeniden içmeye devam etti. Uzun uzun annesine baktı Mehmet. O kadar güzeldi ki annesi. Mehmet’in dedesinin, ısrarla bununla evleneceksin kararının bedelini canıyla ödemişti. Otuz iki yıllık ömrünü, birilerinin kararlarını uygulayarak geçirmişti. Özgürlük onun için çok uzak bir ülkenin uzak bir köyü gibiydi. Var olduğunu bildiğin ama gitmenin mümkün olmadığı.

Hiç konuşmadan mutfağa gitti. Bulaşıkların içinden en büyük bıçağı seçip yeniden odaya geldi. Babasına kısa bir süre bakıp, yine hiç konuşmadan yanına kadar sokuldu. Ve defalarca bıçağı, babasının taşlaşmış etine değdirdi. Ölü bedenine tükürüp, annesinin yanına sokuldu. Cansız bedeninin yanında, onunla son kez uykuya daldı.

Sabah gün ağrıdığında gerçekler gün yüzüne çıkmıştı. Işık böyle bir şeydi. Işığın olduğu yerde hiçbir şey saklı kalamazdı. Polisler gelip Mehmet’i karakola götürdüler. Yargılandı ve müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Onun için başka bir gün doğuyordu. Artık ne annesi vardı ne de…

Birinci Bölümün Sonu

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.