Uykum yok, sen uyu

Yayınlama: 10.06.2024
A+
A-
Konya Büyüksehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu,Yazar- Dramaturg

İnsanoğlu var olduğu günden beri, başına gelen hiçbir olaydan, durumdan ders çıkarma, bir şeyler öğrenme derdine düşmedi. Bu yüzden de ziyadesiyle sürekli kaybetti. Kaybetmeye de devam ediyor. Dünyanın sahibi olma fikri başından beri saçma bir düşünceydi. Ki zaten, dünyanın sahibi biz filan değiliz. Donkişot yel değirmenleri ile savaştı. En azından onun bir nedeni, kutsal bir amacı vardı. Bizler ise; kazanamayacağımızı bile bile doğayla savaştık durduk. Şimdi akıllarda tek bir seçenek var. Başka bir dünya bulup, oraya gitmek. Ne güzel değil mi? Gel, yık, parçala, istila et, öldür, değiştir, yok et, sonra da başka bir dünya ara.

Şimdi ki derdimiz de sokak hayvanlarını yok etmek. Varlığımıza bir tehdit olarak görüyormuşuz onları. Kimin için tehdit acaba? Bizler için mi onlar için mi? Tabi ki onlar için. Asıl biz onlar için birer tehdidiz. Ama tek yaşam hakkı bizlere ait olduğu için onları uyutmak en mantıklı yol. Asırlardan beridir kolaycılığa alıştırıldığımız için, düşünmeden akla ilk gelen şeyi yapmakta üstümüze yok. Size iki örnek vereceğim bu konuyla ilgili. Birincisi Çin’de geçiyor. On beşinci yüzyılda Çin’de yaşanmış, gerçek bir öykü bu. Kıtlık zamanlarının birinde, tarlalara dadanan serçeler, karınlarını doyurmak için başakları yemeye başlayınca, dönemin valisi bir karar alır. Bu durumdan kurtulmanın tek yolunu “serçeleri öldürmek olduğunu” söyleyip, serçelerin öldürülmesini emreder. Halkta bu emre uyup, gördüğü bütün serçeleri öldürür. Yaklaşık o civarda yaşayan, iki milyon serçe vurularak öldürülür. Ancak unuttukları çok önemli bir husus vardır. Serçeler sadece başakları değil, onlara dadanan böcekleri de yemektedirler. Böyle olunca da kısa zaman sonra çoğalan böcekler, şehri istila etmeye başlar. O şehrin insanları, hem tarlalarından hem de canlarından olur.

İkinci örneğimi ise, sanırım biliyorsunuzdur. On yedinci yüzyılda Avrupa’da bir papaz kedilerin şeytandan geldiğini öne sürüp, öldürülmesini ister. Yine halk sorgusuz sualsiz bu isteği uyar ve kedileri öldürür. Sonra da farelerin çoğalmasıyla veba salgını ortaya çıkar. Ve yaklaşık elli milyon insan, veba salgınından hayatlarını yitirir. İnsan doğaya açtığı bütün savaşları kaybetmeye mahkûmdur. Keşke bunu anlayabilse insan. Konuyu, konuyla bağlantılı bağlantısız bilmiyorum ama İlhan İrem’in bir şiiri ile noktalamak istiyorum.

Uyanmaksa amaç, bitkiler de uyanıyor.

Gece gündür uyuklayan nice insan yaşlanıyor.

İlhan İrem.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.